Yasin KOÇ
Köşe Yazarı
Yasin KOÇ
 

Filistin Meselesinin Kronolojisi

Filistin Meselesinin Kronolojisi 1882 Filistin’e düzenli yahudi göçlerinin başlaması 1885 Siyonizm kavramının ortaya çıkışı 1896 Theodor Herzl “Yahudi Devleti” kitabını yayımladı 1897 Birinci Siyonizm Kongresi. 1917 İsrail Devleti’nin kuruluşunu hazırlayan Balfour Deklerasyonu. 1918 Filistin coğrafyasının İngilizlerle iş birliği yaparak Osmanlı'dan kopması 1918 Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilmesiyle İngilizlerin Filistin'in yönetimini ele geçirmesi 1920 Filistin’de İngiliz mandasının kurulması I I I 1935 İngilizlerden ödülünü Bağımsız bir Filistin Devlet'i olarak bekleyen Filistinli Arap nüfusun öfkelenmesi  1936-39 Siyonist göçlere ve İngiliz mandasına karşı Filisitin Arap ayaklanmaları. 1937-38 İngiliz komisyonunun Filistin’i ikiye bölme önerilerinin ortaya çıkması. 1939-45 II.Dünya Savaşı ve Yahudiler’in Avrupa’da katliama uğramaları. 1946 Kudüs’te Yahudi militanların 91 kişinin ölümü ile sonuçlanan terör eylemi. 1947 Filistin meselesinin İngilizler tarafından BM’ye taşınması ve taksim planı. 1948 İsrail Devletinin ilan edilmesi. 1949 İsrail’in BM üyesi olması. 1964 Filistin Kurtuluş Örgütü’nün kuruluşu. 1967 Altı Gün Savaşları: İsrail’in Doğu Kudüs-BatıŞeria-GolanTepeleri ve Gazze’yi işgal etmesi. (Smith, 2006)   İsrail-Filistin toprakları aynı zamanda Yahudi, Hristiyan ve İslam inançlarının kutsal merkezleri olması ile bölgenin en önemli konumu olarak dikkat çekmektedir. Çağlar öncesinden gelen geçmişi binlerce yıl öncesine gitmesine karşın İsrail Devlet’i, 1948'de Birleşmiş Milletler tarafından Filistin İngiliz Mandası’nın sona ermesiyle kurulmuştur. Çağlar boyu, Yahudi toplumunun kendi coğrafyasına dönüş arayışı, modern Siyonist ideolojinin ana unsuru haline dönüşmüştür. Filistin’in Son 3 Bin Yılı Filistin Devleti, Musevi kutsal kitaplarında Kenan diyarı diye sözü geçen bölgede bulunan İsrail, Ürdün ve Mısır sınırında belirtilen bölgelerde uygulamada hüküm süren bir Arap devletidir. Kenan diyarı Tevrat’ın tamamında geçer “kutsal topraklar” terimi ile sınırları tam verilmese de Filistin olarak bilenen coğrafi bölgeye denk gelir. Tevrat, İncil ve Kuran-ı Kerim’de İsrailoğullarına “Vadedilmiş Topraklar” olduğu yazar, halen Musevi inancı taşıyanlar bu toprakların hemen hemen 3000-3500 yıl önce Allah tarafından kendilerine ödül olarak verildiğine inanır. (Ansiklopedi, 2024) Romalıların çok kez devletlerini yıkmalarından ötürü, Yahudiler dünyanın çeşitli yerlerine göç etmek zorunda kalmışlardır. Hz.İsa Yahudi’dir ve Yahudiler tarafından öldürüldüğü için “Lanetlenmiş Millet” sayılarak; Avrupa’da ve dünyada sürekli olarak dışlanmaya uğramıştır. Daha sonra Haçlı seferleri ile zulme uğrayan Yahudi toplumu, Emevî, Abbasi, Tolunoğulları, Ihşidler, Fatimiler gibi İslam devletlerinin hâkimiyetinde baskı ve zulümden uzakta yaşadılar. I.Selim döneminde ele geçirilen Filistin bölgesi 1.Dünya Savaşı sonrasına kadar Osmanlı Devleti hâkimiyetinde kalmıştır. Filistin Meselesine Bakış İsrail-Filistin meselesinin temelinde yer alan ana konuları; Sykes-Picot Anlaşmasının imzalanması, II.Dünya Savaşı sonrası gerçekleşen Yahudi göçleri, İsrail’in yayılmacı politikaları olarak sıralayabiliriz. Osmanlı’dan İngiliz İşgaline Filistin Bölge, Avrupa gücünün etkisiyle 1918'de yenilgiye uğratılan Osmanlı’lardan sonra üretilen yapay devletlere uyum sağlamanın zorluğuna tanık oldu. Bu durum, asıl halkının önemli bir bölümü kovularak Filistin 'e Yahudi göçmenler tarafından el konmasına ve İsrail devletinin yaratılmasına yol açan Avrupa’nın en önemli sömürgeci macerasıyla -Siyonizmle- daha da kötü bir hale geldi. (Ponting, 2022) 1900’lü yıllarda kurulmuş birçok devletten farklı olarak İsrail Devleti; karakteristik olarak diğer devletlerden farklı bir şekilde kurulmuştur. 14Mayıs 1948’den önce unutulmuş bir İsrailoğulları halkı vardı. Dünyanın birçok yerinde Yahudilerin karşı karşıya kaldığı sorunlar sebebiyle Yahudilerin de bir devlet kurması, buna sahip olmaları düşüncesi gündeme gelmeye başlamıştı. Sonuç alınamayan denemelerde olmuştur. Aslından dindar bile sayılmayan Theodore Herzl önceki denemelerden uzak farklı bir yol izlemiş, “Yahudilerin de bir devleti olmalı” mottosuyla çıktığı yolda elle tutulur bir yol gösterici kitabı olarak “Yahudi Devleti” kitabını yazmış ve sonrasında bunu kendine hedef koyarak arzusunun gerçekleşmesi için yapılmasını gereken her şeyi yapmıştır. Bu arzusunun en iddialı adımı olarak 1897'de yaptığı çağrı üzerine 1.Siyonist Dünya Kongresi'ni İsviçre'nin Basel şehrinde toplayarak yapmıştır. Herzl; "Ben bugün burada Yahudi Devleti'ni kurdum, ancak bunu yüksek sesle söylersem bütün dünya güler. Fakat beş sene içinde ya da elli sene sonra bunu herkes böyle bilecektir" demiş ve bu düşüncesini gerçek olması için mümkün olan her adımı atmaya çalışmıştır. Yahudi Göçü Yahudilerin Filistin ve çevresindeki kutsal topraklara yerleşmesi Siyonist hareketin ortaya çıktığı 19.Yüzyılın sonundan itibaren aktif olarak yürütülmüştür. 1881-1903 yılları arasında Osmanlı Devleti’ne ilk Yahudi göçü dalgası başlamıştır. İsrail'in bir Yahudi vatanı olması fikrine verilen destek 19.yüzyılda Avrupa ülkelerinde ve Yahudi Diasporasında artmıştır. 1.Dünya Savaşı yıllarında Filistin halkı Osmanlı’dan ayrılarak bu topraklarda devlet kurma hayaliyle Türk askerlerine karşı direniş göstermiş, Türklerle Şam-Filistin cephesinde bozguna uğramaları için Türk Ordusu içinde ki Filistinlilerin verdiği hareket planlarını İngiliz ordusuna ulaştırarak Türk Ordusunun gücünün büyük ölçüde kırılmasını sağlamışlardır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Sina-Filistin cephesinden İstanbul’a gönderdiği mektupta aynen şöyle yazıyordu. “Suriye-Filistin-Sina şayan-ı merhamet hale gelmiştir, vali yok, kumandan yok, İngiliz propagandası çok, İngiliz teşkilat-ı hafiyesi her tarafta faaliyette, müslüman ahali hükümetten tiksiniyor, İngilizlerin yolunu gözlüyor, her gün tayyareleriyle bombadan ziyade beyannameler atıyorlar, düşman vesaitçe kuvvetli, biz onun karşısında pamuk ipliği” diyordu. (Özdil, 2018) İngilizlerin Filistinlileri kendi çıkarlarına yönelik kullanmaları, Türkleri canavarlaştırması, bunun böyle olmasını umut eden kitleleri Lawrence'ın hayalperest söylemlerine inandırmış ve tarih değişmiştir. Kararları ile kaderlerini şekillendirmişlerdir. (Finkel, 2010)   İngiliz vatandaşı Yahudi Haim Weizmann, II.Abdülhamid’in Yahudileri Filistin’e yerleşmesini engelleyen politikalarına karşı Siyonist Yahudileri, İngiliz parlamentosundaki Arthur Balfour ile tanıştırmıştır. 1916 yılında Osmanlı toprakları Sykes-Picot ile paylaşılırken Yahudilerin kendilerine tampon bölge oluşturmaları için Yahudilerin desteklenmesi fikri oluşmuştur. 18Temmuz1917’de İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour tarafından takdim edilen Balfour Bildirgesi ile Filistin’in Yahudi ülkesi olması, göçlerin kolayca gerçekleşmesi ve Yahudilerin kendi kendini idaresi vaad edilmiştir. 1918 yılı itibariyle Fransa-İtalya-ABD Yahudileri destekleyerek uluslararası alanda Siyonizm’i siyasi bir programa dönüştürmüşlerdir. İngilizler Balfour bildirisinden tam bir ay sonra Kudüs’ü işgal ederek bölgeye Yahudi göçlerini hızlandırmışlardır. (Kızıloğlu, 2012) Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla Birleşik Krallığın Filistin'in yönetimini ele geçirmesi, bağımsızlık umudu taşıyan İngilizlerden ödülünü bekleyen Filistinli Arap nüfusu öfkelendirmiştir. Filistinliler yine 1936’da ayaklandı ve Britanya isyanı ancak II.Dünya Savaşı başlarken dindirilebildi. Bu sırada Holokost'a gösterilen tepki BM'nin İsrail'in 1947'deki kuruluşunu desteklemesine yol açtı, sınır dışı edilen yüz binlerce Arap bir anda mülteci oldu. Birleşik Krallık 1948'de bölgeden çekildiğinde Arap birliği altında birleşen çevredeki devletler saldırıya geçti. Savaş BM'nin müdahalesine rağmen 1949'a kadar sürdü ve kazanan İsrail kısa sürede akın akın dünyanın dört bir yanından gelen Yahudilere ev sahipliği yaptı. (Tat Wood, 2022) Sonuç Bugün Filistin-İsrail sorunu; binlerce yıl gerçekleşmesi için dua ettikleri devleti kurdukları için bugün yaşanan meseleler İsrailliler için pek de önemli gibi durmamaktadır. Şimdi bu idealin çizgisinde kavramlaşan siyasal kültür ve bu kültürün Yahudilerin siyasi hayatına yansıması İsrail-Filistin meselesini etkileyen sebeplerin en başında gelmektedir. Bu anlayışla devletin ortaya çıkmasına giden süreç ve kurulduktan sonra takip ettiği siyasetin temel prensiplerinin anlaşılması gerekmektedir. Filistin meselesine ve bölgenin sorunlarına bu prensipleri oluşturan ana motivasyonlar perspektifinden bakmak gerekir. Bu perspektif İsrail toplumun Siyonizm öğretisi, siyasal ve dinsel yapısı, Yahudiler arasında laik ve dinci çatışması, bölgedeki etnik ve dinsel ayrışmalar, Aşkenaz-Sefarad ve seküler Yahudiler, Filistinli-Arap azınlık, İsrail’in güvenlik kaygıları ve yayılmacı faaliyetleri olarak sıralanabilir. (GÜDER, 2020) Yahudilerin Babil sürgünü ile başlayan diasporası Helenistik dönem ve Romalılar hâkimiyetinde devam etmiştir. Dünyanın çeşitli coğrafyalarında sürgün hayatı yaşayan Yahudiler, kutsal mabedi onarma ve vaadedilen kutsal topraklara dönme ideallerinden hiçbir zaman vazgeçmemişlerdir. 1882 yılından 1967 yılına kadar yerleşimcilik faaliyetlerinin temel amacı Yahudi devletinin ve vatandaşlarının yaşam alanını belirlemek olmuştur. Yerleşimcilik faaliyetleri bir tür kolonileşme ortamı yaratmıştır. Filistin Meselesi işte budur.   Başvurular Ansiklopedi, W. Ö. (2024, Ocak 05). Filistin Devleti. Wikipedi Özgür Ansiklopedi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Filistin_Devleti adresinden alındı Finkel, C. (2010). RÜYADAN İMPARATORLUĞA OSMANLI. İSTANBUL: TİMAŞ YAYINLARI. GÜDER, S. (2020). Ortadoğu Siyaseti. D. Ö. GÜDER içinde, İsrail'de Yaşam. İstanbul Üniversitesi. Kızıloğlu, S. (2012, Ocak). İsrail Devleti'nin Kuruluşuna Kadar Geçen Süreçte Yahudiler ve Siyonizm'in Gelişimi. . Sosyal Bilimler Dergisi, s. 35-64. Özdil, Y. (2018). Mustafa Kemal. Y. Özdil içinde, Mustafa Kemal (s. 81). İstanbul: Kırmızı Kedi. Ponting, C. (2022). Yeni Bir Bakış Açısıyla Dünya Tarihi. İstanbul: Alfa Kitap. Smith, D. (2006). The State of the Mıddle East. D. Smith. içinde Los Angeles: An Atlas. Tat Wood, D. A. (2022). Dünya Tarihi. İstanbul: Kronik Yayıncılık.
Ekleme Tarihi: 10 Ekim 2024 - Perşembe

Filistin Meselesinin Kronolojisi

Filistin Meselesinin Kronolojisi


1882 Filistin’e düzenli yahudi göçlerinin başlaması
1885 Siyonizm kavramının ortaya çıkışı
1896 Theodor Herzl “Yahudi Devleti” kitabını yayımladı
1897 Birinci Siyonizm Kongresi.
1917 İsrail Devleti’nin kuruluşunu hazırlayan Balfour Deklerasyonu.
1918 Filistin coğrafyasının İngilizlerle iş birliği yaparak Osmanlı'dan kopması
1918 Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilmesiyle İngilizlerin Filistin'in yönetimini ele geçirmesi
1920 Filistin’de İngiliz mandasının kurulması
I
I
I
1935 İngilizlerden ödülünü Bağımsız bir Filistin Devlet'i olarak bekleyen Filistinli Arap nüfusun öfkelenmesi 
1936-39 Siyonist göçlere ve İngiliz mandasına karşı Filisitin Arap ayaklanmaları.
1937-38 İngiliz komisyonunun Filistin’i ikiye bölme önerilerinin ortaya çıkması.
1939-45 II.Dünya Savaşı ve Yahudiler’in Avrupa’da katliama uğramaları.
1946 Kudüs’te Yahudi militanların 91 kişinin ölümü ile sonuçlanan terör eylemi.
1947 Filistin meselesinin İngilizler tarafından BM’ye taşınması ve taksim planı.
1948 İsrail Devletinin ilan edilmesi.
1949 İsrail’in BM üyesi olması.
1964 Filistin Kurtuluş Örgütü’nün kuruluşu.
1967 Altı Gün Savaşları: İsrail’in Doğu Kudüs-BatıŞeria-GolanTepeleri ve Gazze’yi işgal etmesi. (Smith, 2006)

 

İsrail-Filistin toprakları aynı zamanda Yahudi, Hristiyan ve İslam inançlarının kutsal merkezleri olması ile bölgenin en önemli konumu olarak dikkat çekmektedir. Çağlar öncesinden gelen geçmişi binlerce yıl öncesine gitmesine karşın İsrail Devlet’i, 1948'de Birleşmiş Milletler tarafından Filistin İngiliz Mandası’nın sona ermesiyle kurulmuştur. Çağlar boyu, Yahudi toplumunun kendi coğrafyasına dönüş arayışı, modern Siyonist ideolojinin ana unsuru haline dönüşmüştür.

Filistin’in Son 3 Bin Yılı

Filistin Devleti, Musevi kutsal kitaplarında Kenan diyarı diye sözü geçen bölgede bulunan İsrail, Ürdün ve Mısır sınırında belirtilen bölgelerde uygulamada hüküm süren bir Arap devletidir.

Kenan diyarı Tevrat’ın tamamında geçer “kutsal topraklar” terimi ile sınırları tam verilmese de Filistin olarak bilenen coğrafi bölgeye denk gelir. Tevrat, İncil ve Kuran-ı Kerim’de İsrailoğullarına “Vadedilmiş Topraklar” olduğu yazar, halen Musevi inancı taşıyanlar bu toprakların hemen hemen 3000-3500 yıl önce Allah tarafından kendilerine ödül olarak verildiğine inanır. (Ansiklopedi, 2024)

Romalıların çok kez devletlerini yıkmalarından ötürü, Yahudiler dünyanın çeşitli yerlerine göç etmek zorunda kalmışlardır. Hz.İsa Yahudi’dir ve Yahudiler tarafından öldürüldüğü için “Lanetlenmiş Millet” sayılarak; Avrupa’da ve dünyada sürekli olarak dışlanmaya uğramıştır. Daha sonra Haçlı seferleri ile zulme uğrayan Yahudi toplumu, Emevî, Abbasi, Tolunoğulları, Ihşidler, Fatimiler gibi İslam devletlerinin hâkimiyetinde baskı ve zulümden uzakta yaşadılar. I.Selim döneminde ele geçirilen Filistin bölgesi 1.Dünya Savaşı sonrasına kadar Osmanlı Devleti hâkimiyetinde kalmıştır.

Filistin Meselesine Bakış

İsrail-Filistin meselesinin temelinde yer alan ana konuları; Sykes-Picot Anlaşmasının imzalanması, II.Dünya Savaşı sonrası gerçekleşen Yahudi göçleri, İsrail’in yayılmacı politikaları olarak sıralayabiliriz.

Osmanlı’dan İngiliz İşgaline Filistin

Bölge, Avrupa gücünün etkisiyle 1918'de yenilgiye uğratılan Osmanlı’lardan sonra üretilen yapay devletlere uyum sağlamanın zorluğuna tanık oldu. Bu durum, asıl halkının önemli bir bölümü kovularak Filistin 'e Yahudi göçmenler tarafından el konmasına ve İsrail devletinin yaratılmasına yol açan Avrupa’nın en önemli sömürgeci macerasıyla -Siyonizmle- daha da kötü bir hale geldi. (Ponting, 2022)

1900’lü yıllarda kurulmuş birçok devletten farklı olarak İsrail Devleti; karakteristik olarak diğer devletlerden farklı bir şekilde kurulmuştur. 14Mayıs 1948’den önce unutulmuş bir İsrailoğulları halkı vardı. Dünyanın birçok yerinde Yahudilerin karşı karşıya kaldığı sorunlar sebebiyle Yahudilerin de bir devlet kurması, buna sahip olmaları düşüncesi gündeme gelmeye başlamıştı. Sonuç alınamayan denemelerde olmuştur. Aslından dindar bile sayılmayan Theodore Herzl önceki denemelerden uzak farklı bir yol izlemiş, “Yahudilerin de bir devleti olmalı” mottosuyla çıktığı yolda elle tutulur bir yol gösterici kitabı olarak “Yahudi Devleti” kitabını yazmış ve sonrasında bunu kendine hedef koyarak arzusunun gerçekleşmesi için yapılmasını gereken her şeyi yapmıştır. Bu arzusunun en iddialı adımı olarak 1897'de yaptığı çağrı üzerine 1.Siyonist Dünya Kongresi'ni İsviçre'nin Basel şehrinde toplayarak yapmıştır. Herzl; "Ben bugün burada Yahudi Devleti'ni kurdum, ancak bunu yüksek sesle söylersem bütün dünya güler. Fakat beş sene içinde ya da elli sene sonra bunu herkes böyle bilecektir" demiş ve bu düşüncesini gerçek olması için mümkün olan her adımı atmaya çalışmıştır.

Yahudi Göçü

Yahudilerin Filistin ve çevresindeki kutsal topraklara yerleşmesi Siyonist hareketin ortaya çıktığı 19.Yüzyılın sonundan itibaren aktif olarak yürütülmüştür. 1881-1903 yılları arasında Osmanlı Devleti’ne ilk Yahudi göçü dalgası başlamıştır. İsrail'in bir Yahudi vatanı olması fikrine verilen destek 19.yüzyılda Avrupa ülkelerinde ve Yahudi Diasporasında artmıştır.

1.Dünya Savaşı yıllarında Filistin halkı Osmanlı’dan ayrılarak bu topraklarda devlet kurma hayaliyle Türk askerlerine karşı direniş göstermiş, Türklerle Şam-Filistin cephesinde bozguna uğramaları için Türk Ordusu içinde ki Filistinlilerin verdiği hareket planlarını İngiliz ordusuna ulaştırarak Türk Ordusunun gücünün büyük ölçüde kırılmasını sağlamışlardır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Sina-Filistin cephesinden İstanbul’a gönderdiği mektupta aynen şöyle yazıyordu.

“Suriye-Filistin-Sina şayan-ı merhamet hale gelmiştir, vali yok, kumandan yok, İngiliz propagandası çok, İngiliz teşkilat-ı hafiyesi her tarafta faaliyette, müslüman ahali hükümetten tiksiniyor, İngilizlerin yolunu gözlüyor, her gün tayyareleriyle bombadan ziyade beyannameler atıyorlar, düşman vesaitçe kuvvetli, biz onun karşısında pamuk ipliği” diyordu. (Özdil, 2018)

İngilizlerin Filistinlileri kendi çıkarlarına yönelik kullanmaları, Türkleri canavarlaştırması, bunun böyle olmasını umut eden kitleleri Lawrence'ın hayalperest söylemlerine inandırmış ve tarih değişmiştir. Kararları ile kaderlerini şekillendirmişlerdir. (Finkel, 2010)

 

İngiliz vatandaşı Yahudi Haim Weizmann, II.Abdülhamid’in Yahudileri Filistin’e yerleşmesini engelleyen politikalarına karşı Siyonist Yahudileri, İngiliz parlamentosundaki Arthur Balfour ile tanıştırmıştır. 1916 yılında Osmanlı toprakları Sykes-Picot ile paylaşılırken Yahudilerin kendilerine tampon bölge oluşturmaları için Yahudilerin desteklenmesi fikri oluşmuştur. 18Temmuz1917’de İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour tarafından takdim edilen Balfour Bildirgesi ile Filistin’in Yahudi ülkesi olması, göçlerin kolayca gerçekleşmesi ve Yahudilerin kendi kendini idaresi vaad edilmiştir. 1918 yılı itibariyle Fransa-İtalya-ABD Yahudileri destekleyerek uluslararası alanda Siyonizm’i siyasi bir programa dönüştürmüşlerdir. İngilizler Balfour bildirisinden tam bir ay sonra Kudüs’ü işgal ederek bölgeye Yahudi göçlerini hızlandırmışlardır. (Kızıloğlu, 2012)

Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla Birleşik Krallığın Filistin'in yönetimini ele geçirmesi, bağımsızlık umudu taşıyan İngilizlerden ödülünü bekleyen Filistinli Arap nüfusu öfkelendirmiştir. Filistinliler yine 1936’da ayaklandı ve Britanya isyanı ancak II.Dünya Savaşı başlarken dindirilebildi. Bu sırada Holokost'a gösterilen tepki BM'nin İsrail'in 1947'deki kuruluşunu desteklemesine yol açtı, sınır dışı edilen yüz binlerce Arap bir anda mülteci oldu. Birleşik Krallık 1948'de bölgeden çekildiğinde Arap birliği altında birleşen çevredeki devletler saldırıya geçti. Savaş BM'nin müdahalesine rağmen 1949'a kadar sürdü ve kazanan İsrail kısa sürede akın akın dünyanın dört bir yanından gelen Yahudilere ev sahipliği yaptı. (Tat Wood, 2022)

Sonuç

Bugün Filistin-İsrail sorunu; binlerce yıl gerçekleşmesi için dua ettikleri devleti kurdukları için bugün yaşanan meseleler İsrailliler için pek de önemli gibi durmamaktadır. Şimdi bu idealin çizgisinde kavramlaşan siyasal kültür ve bu kültürün Yahudilerin siyasi hayatına yansıması İsrail-Filistin meselesini etkileyen sebeplerin en başında gelmektedir.

Bu anlayışla devletin ortaya çıkmasına giden süreç ve kurulduktan sonra takip ettiği siyasetin temel prensiplerinin anlaşılması gerekmektedir. Filistin meselesine ve bölgenin sorunlarına bu prensipleri oluşturan ana motivasyonlar perspektifinden bakmak gerekir. Bu perspektif İsrail toplumun Siyonizm öğretisi, siyasal ve dinsel yapısı, Yahudiler arasında laik ve dinci çatışması, bölgedeki etnik ve dinsel ayrışmalar, Aşkenaz-Sefarad ve seküler Yahudiler, Filistinli-Arap azınlık, İsrail’in güvenlik kaygıları ve yayılmacı faaliyetleri olarak sıralanabilir. (GÜDER, 2020)

Yahudilerin Babil sürgünü ile başlayan diasporası Helenistik dönem ve Romalılar hâkimiyetinde devam etmiştir. Dünyanın çeşitli coğrafyalarında sürgün hayatı yaşayan Yahudiler, kutsal mabedi onarma ve vaadedilen kutsal topraklara dönme ideallerinden hiçbir zaman vazgeçmemişlerdir. 1882 yılından 1967 yılına kadar yerleşimcilik faaliyetlerinin temel amacı Yahudi devletinin ve vatandaşlarının yaşam alanını belirlemek olmuştur. Yerleşimcilik faaliyetleri bir tür kolonileşme ortamı yaratmıştır. Filistin Meselesi işte budur.

 

Başvurular

Ansiklopedi, W. Ö. (2024, Ocak 05). Filistin Devleti. Wikipedi Özgür Ansiklopedi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Filistin_Devleti adresinden alındı

Finkel, C. (2010). RÜYADAN İMPARATORLUĞA OSMANLI. İSTANBUL: TİMAŞ YAYINLARI.

GÜDER, S. (2020). Ortadoğu Siyaseti. D. Ö. GÜDER içinde, İsrail'de Yaşam. İstanbul Üniversitesi.

Kızıloğlu, S. (2012, Ocak). İsrail Devleti'nin Kuruluşuna Kadar Geçen Süreçte Yahudiler ve Siyonizm'in Gelişimi. . Sosyal Bilimler Dergisi, s. 35-64.

Özdil, Y. (2018). Mustafa Kemal. Y. Özdil içinde, Mustafa Kemal (s. 81). İstanbul: Kırmızı Kedi.

Ponting, C. (2022). Yeni Bir Bakış Açısıyla Dünya Tarihi. İstanbul: Alfa Kitap.

Smith, D. (2006). The State of the Mıddle East. D. Smith. içinde Los Angeles: An Atlas.

Tat Wood, D. A. (2022). Dünya Tarihi. İstanbul: Kronik Yayıncılık.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenihaberturkiye.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.