Anasayfa Yazarlar Yasin KOÇ Yazı Detayı Bu yazı 12801+ kez okundu.
Yasin KOÇ
Köşe Yazarı
Yasin KOÇ
 

Esrar Kullandım Diyen Başbakan!

Terörist camiye girip elinde ki otomatik silahla ibadet eden müslümanları öldürdüğünde, Yeni Zelanda’nın başbakanı Jacinda Ardern’dü. Jacinda Ardern, agnostik (Tanrının varlığı hakkında kuşkulu) bir inanca sahip Mormonlar arasında büyüse de eşcinsellik karşıtı görüşlerinden dolayı kiliseden ayrılmıştı. İşçi Partisi'ne 17 yaşında üye olmuş, İngiltere'de 1997 yılında işbaşına gelen İşçi Partili eski Başbakan Tony Blair'in ve Yeni Zelanda'nın 2008 yılında seçilen eski başbakanı Helen Clark'ın ekibinde çalışma imkanı bulmuştu. Parasız eğitim, kürtaj yasağının kaldırılması ve çocuklar arasında yoksulluğunun yok edilmesi gibi konularda mücadele verdi. Kendisini "sosyal demokrat ve ilerici" olarak tanımlıyor. 2017 yılında başbakanlık yarışına girdiği zaman sık sık Kanada Başbakanı Justin Trudeau ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la kıyaslandı. Üçünün de ilerici, hırslı ve genç oluşu üzerinden karşılaştırmalar yapıldı. Seçildiği sırada kamuoyunda o kadar popülerdi ki bazı yorumcular, boş zamanlarında DJ'lik yapmayı seven Ardern'in bu renkli görünümün arkasının siyasi olarak boş çıkması endişesini dile getirmeye başladılar. 2019 yılında (Eski Pakistan Başbakanı Benazir Butto'nun ardından) dünyada görevdeyken anne olan ikinci başbakan olan Ardern, 6 haftalık doğum iznini de kullanmıştı. Küçük kızıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılan genç başbakan kısa süre içinde Amerikan televizyon kanallarındaki sohbet programlarının popüler konuklarından biri olmuştu. Ardern, yapılacak genel seçimler öncesinde rakibi, Ulusal Parti lideri Judith Collins'le televizyonda canlı yayına çıktı. Jacinda Ardern: canlı tartışma programında 'Uzun zaman önce esrar kullandım' demek zorunda kaldı. Yeni Zelanda halkı Ardern’in ülkeyi nasıl yönettiği ve bir başbakan olmaktan çok uzak olduğu yönünde eleştirileri ile dile getirmeye başlamıştı. Sosyal hayatı çok yoğun olan başbakan Ardern; sosyal medyada yok gibiydi. Twitter hesabından yılda attığı twit sayısı 5-10 taneydi. Christchurch'ün Deans Caddesi'ndeki Nur Camii'nde 500 kişi cuma namazı kılıyordu. Saldırgan caminin önünden başlayarak içeri girdi ve ibadet eden kişileri öldürmeye başladı. Christchurch cami saldırıları, 15 Mart 2019 tarihinde Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrindeki El Nur Camii ve Linwood İslam Merkezi'ne yerel saatte 13.40'ta gerçekleştirilen saldırılar olarak tanımlanıyor. Saldırılarda 51 kişi hayatını kaybetti, 49 kişi ise yaralandı. Bu saldırı bir terör saldırısıydı ve Yeni Zelanda’nın uluslararası itibarı da saldırı altındaydı. İlk tepki çok önemliydi ama başbakanlığı sürekli eleştirilen Ardern’in; bu krizle baş edebilecek yetenekte olmadığı yönünde bir imajı vardı. Yeni Zelanda’da böyle bir saldırı beklenmediği gibi, hükümetin ne yapacağı da tahmin edilemeyen bir durumdu. Başbakan Jacinda Ardern olay günü; kıyametin koptuğu sosyal medya üzerinden tarihi şu twitti attı. “Christchurch'de olanlar, eşi benzeri görülmemiş olağanüstü bir şiddet eylemidir. Yeni Zelanda'da yeri yoktur. Etkilenenlerin çoğu göçmen topluluklarımızın üyeleri olacak - Yeni Zelanda onların evi - onlar biziz.” “Onlar biziz”. Bu iki kelime yapılan saldırıya en yüksek mevkiden verilen ilk tepki oldu. Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, hiç zaman geçirmeden dikkate değer bir liderlik gücü gösterdi ve bunu terörist saldırı olarak nitelendirdi. Saldırıda ölen insanların aileleriyle empati kurmaya odaklanarak, saldırganın isminden bile bahsetmeyi reddetti. Katliamdan etkilenen her müslüman aileyi üzüntüsünü ifade etmek, sevgi ve destek sağlamak için her zaman başörtüsü takılı olarak bizzat ziyaret etti. Gerçekten de empatik duygularla ve liderliğin ilham verici bir örneği olarak; nazik, düşünceli, sevecen; aciliyetle hareket eden ve teröre rağmen halkını onur ve cesaretle birleştirmeye ve ilham vermeye çalıştı. Sesi sosyal medyada yankılandı; “ they are us. Onlar biziz.” Bir şekilde vatandaşlarının etkilemeyi ve duygularına hitap etmeyi başardı. Odak noktası köprüler inşa etmek ve engelleri yıkmak, çatışmaları tırmandırmak yerine çatışmayı çözmek, karamsarlıktan ziyade iyimserlik sunmak, kutuplaştırmak yerine uyum sağlamaktı. Bu nedenle, Yeni Zelandalılar; liderlerine korku ve nefret yerine cesaret ve şefkatle karşılık verdiler ve o gün aslında bir Yeni Zelandalı Müslümanları öldürse de, başka bir Yeni Zelandalı tüm dünyada 1,8 milyar Müslümanın kalbinde özel bir yer kazandı. Dünya Yeni Zelanda Trajedisinden saygınlık dersleri çıkartıyordu. Kriz anında 38 yaşındaki Yeni Zelanda Başbakanı ve İşçi Partisi lideri Jacinda Ardern, ülkesinin yakın tarihindeki en büyük saldırıdan sonra içerik olarak ve biçimsel verdiği mesajlarla, izlediği tutumla dünya çapında etki yarattı.   twitter   : @kocyasin e-posta  : yasinkoc1@ogr.iu.edu.tr
Ekleme Tarihi: 28 Ekim 2022 - Cuma

Esrar Kullandım Diyen Başbakan!

Terörist camiye girip elinde ki otomatik silahla ibadet eden müslümanları öldürdüğünde, Yeni Zelanda’nın başbakanı Jacinda Ardern’dü.

Jacinda Ardern, agnostik (Tanrının varlığı hakkında kuşkulu) bir inanca sahip Mormonlar arasında büyüse de eşcinsellik karşıtı görüşlerinden dolayı kiliseden ayrılmıştı. İşçi Partisi'ne 17 yaşında üye olmuş, İngiltere'de 1997 yılında işbaşına gelen İşçi Partili eski Başbakan Tony Blair'in ve Yeni Zelanda'nın 2008 yılında seçilen eski başbakanı Helen Clark'ın ekibinde çalışma imkanı bulmuştu.

Parasız eğitim, kürtaj yasağının kaldırılması ve çocuklar arasında yoksulluğunun yok edilmesi gibi konularda mücadele verdi. Kendisini "sosyal demokrat ve ilerici" olarak tanımlıyor.
2017 yılında başbakanlık yarışına girdiği zaman sık sık Kanada Başbakanı Justin Trudeau ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la kıyaslandı. Üçünün de ilerici, hırslı ve genç oluşu üzerinden karşılaştırmalar yapıldı.

Seçildiği sırada kamuoyunda o kadar popülerdi ki bazı yorumcular, boş zamanlarında DJ'lik yapmayı seven Ardern'in bu renkli görünümün arkasının siyasi olarak boş çıkması endişesini dile getirmeye başladılar.

2019 yılında (Eski Pakistan Başbakanı Benazir Butto'nun ardından) dünyada görevdeyken anne olan ikinci başbakan olan Ardern, 6 haftalık doğum iznini de kullanmıştı.

Küçük kızıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılan genç başbakan kısa süre içinde Amerikan televizyon kanallarındaki sohbet programlarının popüler konuklarından biri olmuştu.

Ardern, yapılacak genel seçimler öncesinde rakibi, Ulusal Parti lideri Judith Collins'le televizyonda canlı yayına çıktı. Jacinda Ardern: canlı tartışma programında 'Uzun zaman önce esrar kullandım' demek zorunda kaldı.

Yeni Zelanda halkı Ardern’in ülkeyi nasıl yönettiği ve bir başbakan olmaktan çok uzak olduğu yönünde eleştirileri ile dile getirmeye başlamıştı.

Sosyal hayatı çok yoğun olan başbakan Ardern; sosyal medyada yok gibiydi. Twitter hesabından yılda attığı twit sayısı 5-10 taneydi.

Christchurch'ün Deans Caddesi'ndeki Nur Camii'nde 500 kişi cuma namazı kılıyordu. Saldırgan caminin önünden başlayarak içeri girdi ve ibadet eden kişileri öldürmeye başladı.

Christchurch cami saldırıları, 15 Mart 2019 tarihinde Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrindeki El Nur Camii ve Linwood İslam Merkezi'ne yerel saatte 13.40'ta gerçekleştirilen saldırılar olarak tanımlanıyor. Saldırılarda 51 kişi hayatını kaybetti, 49 kişi ise yaralandı.

Bu saldırı bir terör saldırısıydı ve Yeni Zelanda’nın uluslararası itibarı da saldırı altındaydı. İlk tepki çok önemliydi ama başbakanlığı sürekli eleştirilen Ardern’in; bu krizle baş edebilecek yetenekte olmadığı yönünde bir imajı vardı.

Yeni Zelanda’da böyle bir saldırı beklenmediği gibi, hükümetin ne yapacağı da tahmin edilemeyen bir durumdu.

Başbakan Jacinda Ardern olay günü; kıyametin koptuğu sosyal medya üzerinden tarihi şu twitti attı.

“Christchurch'de olanlar, eşi benzeri görülmemiş olağanüstü bir şiddet eylemidir. Yeni Zelanda'da yeri yoktur. Etkilenenlerin çoğu göçmen topluluklarımızın üyeleri olacak - Yeni Zelanda onların evi - onlar biziz.”

“Onlar biziz”. Bu iki kelime yapılan saldırıya en yüksek mevkiden verilen ilk tepki oldu.

Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, hiç zaman geçirmeden dikkate değer bir liderlik gücü gösterdi ve bunu terörist saldırı olarak nitelendirdi. Saldırıda ölen insanların aileleriyle empati kurmaya odaklanarak, saldırganın isminden bile bahsetmeyi reddetti. Katliamdan etkilenen her müslüman aileyi üzüntüsünü ifade etmek, sevgi ve destek sağlamak için her zaman başörtüsü takılı olarak bizzat ziyaret etti. Gerçekten de empatik duygularla ve liderliğin ilham verici bir örneği olarak; nazik, düşünceli, sevecen; aciliyetle hareket eden ve teröre rağmen halkını onur ve cesaretle birleştirmeye ve ilham vermeye çalıştı.

Sesi sosyal medyada yankılandı; “ they are us. Onlar biziz.” Bir şekilde vatandaşlarının etkilemeyi ve duygularına hitap etmeyi başardı. Odak noktası köprüler inşa etmek ve engelleri yıkmak, çatışmaları tırmandırmak yerine çatışmayı çözmek, karamsarlıktan ziyade iyimserlik sunmak, kutuplaştırmak yerine uyum sağlamaktı. Bu nedenle, Yeni Zelandalılar; liderlerine korku ve nefret yerine cesaret ve şefkatle karşılık verdiler ve o gün aslında bir Yeni Zelandalı Müslümanları öldürse de, başka bir Yeni Zelandalı tüm dünyada 1,8 milyar Müslümanın kalbinde özel bir yer kazandı. Dünya Yeni Zelanda Trajedisinden saygınlık dersleri çıkartıyordu.

Kriz anında 38 yaşındaki Yeni Zelanda Başbakanı ve İşçi Partisi lideri Jacinda Ardern, ülkesinin yakın tarihindeki en büyük saldırıdan sonra içerik olarak ve biçimsel verdiği mesajlarla, izlediği tutumla dünya çapında etki yarattı.

 

twitter   : @kocyasin
e-posta  : yasinkoc1@ogr.iu.edu.tr

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenihaberturkiye.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.